ANADOL

ANADOL

Akşamüstü otoyola çıkan bir Ferrari son sürat gidiyomuş. İleride yolun sağında bir Anadol görmüş. Yanında da yaşlı bir adamcağız çaresiz gözlerle yoldan geçenlere bakıyomuş. Ferrarinin sürücüsü hemen durup sormuş:
– Amca ne oldu?
– Arabam bozuldu evladım. Şimdi ne yapacağımı bilemiyorum.
Yaşlı adamın haline acıyan ferrarinin sürücüsü bir öneride bulunmuş:
– Amca, gel seni İstanbul’a götüreyim, yarın bir tamirci getirip arabanı yaptırırsın.
Yaşlı amca boynunu bükmüş ve demiş ki:
– Oğlum, madem bir iyilik yapıyorsan tam yap. Benim bütün mal varlığım bu Anadol. Burada bırakırsam arabayı çalarlar. Sen beni İstanbul’a kadar çekiver.
Ferrarinin sürücüsü de iyi bir adammış, yaşlı amcanın teklifini kabul etmiş:
-Tamam amca, senin Anadol’u arkaya bağlayalım.
Bir çekme halatı bağlayarak, önde Ferrari, arkada Anadol otoyolda gitmeye başlamışlar. Ferrarinin sürücüsü yolda giderken, “Acaba bir arabayı çekerken en fazla kaç yaparım?” diye düşünüp köklemiş gazı. 240, 260, 280 derken otoyolda adeta uçmaya başlamışlar ve bütün otomobilleri sollayıp geçmişler. Ferrari’nin çektiği Anadol’da bulunun yaşlı amca, bu kadar hız karşısında korkudan ne yapacağını şaşırmış ve korna çalıp, sellektör yapıp, Ferrari’nin sürücüsüne bağırmaya başlamış:
– Sağa çekil!.. Sağa çekil!..
Ertesi gün bir BMW sürücüsü oto sanayiye gidip, Anadol tamir eden bir dükkana girmiş ve demiş ki:
– Usta, bana ikinci el bir Anadol bulacaksın ve onu 300 kilometre yapacak şekilde modifiye edeceksin. Oto tamircisi bu teklif karşısında çok şaşırmış:
– Aman beyim, sen Anadol’a istediğini yap; 150’den yukarı çıkaramazsın. 151 yaparsa, ben sana bu dükkânın anahtarlarını veririm!..
BMW’nin sürücüsü kızmış ve tamirciye dert yanmış:
– Sen ne diyorsun yahu? Dün gece ben 250’yle giderken, yanımdan en az 280 yapan bi Ferrari geçti. Arkasında da kıçına kadar girmiş bir Anadol vardı. Herifçioğlu kornayla, selektörle Ferrari’den yol istiyodu!..