Efsane Sanatçı Hayatını Kaybetti!

MARDİN’İ HİÇ TERKETMEDİ

Mardin’de 1924 yılında doğan Nasra Şimmes, bir asrı devirmek üzere olan ömrünü, aileden miras aldığı basmacılık işine kendisini adamıştı. Nasra Şimmeshindi’nin doğduğundan itibaren hiç terk etmediği Mardin’deki taş evi, atölyesi, hem de yaşam alanı olmuştu. Nasra Şimmeshindi, 5 çocuğu İsveç, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Mardin ve İstanbul’da yaşamasına rağmen Mardin’den başka bir yerde yaşamayı tercih etmişti. Sanatçı, basma sanatı ve medeniyetlerin Mardin’de buluştuğunu savunuyordu.

Süryani olan sanatçı, hiç okula gitmediği gibi Türkçe de bilmiyordu. Nasra Teyze, babasından kalma ahşap kalıplarla, 50 yıldır hiç değiştirmediği fırçalar ve kök boyalarla patiska bezlere motifler çizip, boyuyor.

Sanatçı, İncil’den tasvirlerle süslü rengarenk soyut desenler, kilise perdesi, masa örtüsü, duvar süsü, beşik bezlerine yaptığı süslü basmacılığı bir Süryani geleneği olarak yaşatmaya çalışıyordu.

Büyük boydaki boyamalar için bazen aylarca çalışan sanatçının eserleri, Ortadoğu’da, Avrupa’da ve Amerika’da birçok Süryani kilisesinin duvarlarını süslüyor. Resmi olarak Nasra Şimmeshindi adını kullanan Nasra Teyze, Süryaniler arasında ise, Şimmes Nasra Çilli olarak biliniyordu.

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.